17 Ocak 2016 Pazar

yarım







“gidiyorum bekle, dedi gitti ben beklemedim O da dönmedi ...”    Ö. Asaf



- Anlat. Dedi. Yarım kalmasın hiçbir şey. Bir yarın bende kalır bakarsın. Anlat en başından. Bende kalmasın yarın.

Doğrusu dinler miydi bilinmez; sonuna kadar bekler miydi..? O bildiği kadarıyla devam etti, gün geldi yol bitti. Cümlelerin kaçacak yeri kalmadığında ya geldiği yoldan geri dönmeliydi, ya da..:

- Ben severim ama, dedi. İzin ver önce. İzin ver, zaman toplasın arda kalanlarımızı. Bırak ne varsa alsın götürsün. Ben doldururum boşluklarını. O vakit gökler bile bize kalır. Bir oluruz gönlümüzce.

Ve zaman geçti aradan; ama kimden ne aldı, kime ne getirdi; kimse bilemedi. Ucuza gitmeyeyim diye denizin dalgalarına bıraktım kendimi, gelen her darbeye razıydım bu kez. O ise derin bir nefes çekti yalnızlığından ve martılara ekmek atmaya devam etti.

Günü geldiğinde bir bütündük. Yalnızca gökyüzü değil; ay, yıldızlar ve hatta bulutlar.. hepsi bizimdi, biz bir bütündük. Arada bir, bir yıldız kayardı gökyüzünden. O, ben olurdum işte. Halbuki yakamoz olup da alev alev yanmayı tercih etmişti O, denizle gökyüzünün birleştiği karanlık çizgide.

-Döneceğim, bekle. dedi bu kez. Belki de bu bir tür bekleyişin hikayesiydi. Geriye fazla zamanımda kalmamıştı artık, kalanlarımı toplayacak; ve ben beklemedim, O da dönmedi.
“... ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi.”




2007, İzmir

https://youtu.be/IBG8W20zRhM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder